İnsanların toplumlaşmasından yola çıktığımızda ilk karşımıza çıkan ‘’düşman ‘’ ve hasetlik kavramıdır. Düşmanlık demokrasinin de kaynağıdır ama bunun asıl yüklenicisi ‘’hasetliktir.’’
‘’Nasıl ?’’ Diyerek şaşıranlar olacak elbette ki; bunun için biraz daha açalım…
Kibirli bir toplumun büyük çeperi, ’’Büyük aile’’ anlayışı da mahalle baskısı da aynı işlevi görür.
Bir düşünceye karşı çıkıp o düşünceye körü körüne bağlı kalmamak diğer büyük çeperde, büyük aile de hemen karşı olanlara karşı hasetlik olarak görülür.
Büyük çeper ya da mahalle baskısını kurmuş olan düzenin, sistem kurucuların ilk sevmediği ve hasetlik beslediği siz olursunuz…
Bütünüyle bundan nemalananlar, çıkarcılar, yağcılar, bayağılaşmış olanlar ve de kaypaklık da hemen karşı anlayışlardan aşağı kalmayacak bir öfke ile sizi ‘’GÜNAH KEÇİSİ’’ yaparlar…
Çünkü siz büyük ve görkemli büyük aileye karşı durmuşsunuzdur(!) Büyük ailenin sistem kurucusunun ya da kurucularının kurduğu düzene ‘’saçma’’ yasalarına, sorular sordukça o toplumu mutsuz edersiniz…
İnsan ne kadar mutsuz olursa o kadar dikkat etmeye başlar ve gözü açılır oysa ki,ne kadar çok gözü açılırsa o kadar çok mutsuz olur…
Ne kadar çok değiştirmek isterseniz toplumu o kadar çok itilip kakılırsınız…
Bu nedenle körleşmiş, gözleri sıkı sıkı kapanmış büyük toplum gerektir onlara.
O toplumun sürüye ayak uydurmuş iyi ve mutlu insanları olmalıdır.
Hadi sizler sıraya denildiğinde kendiliğinden sıraya girmiş ve gözleri kapalı bir kocaman sürü….
Tümüyle tek sıra düşünen bu insanları biri çıkıp ‘’mutsuz’’ ederse ona hasetlik ederler…
Ya toplumda mutsuzluk artarsa? İşte o zaman mutsuzluk arayışa neden olur.
Mutsuzluk çaredir…
إرسال تعليق